Favori Albümler

26 Aralık 2007 Çarşamba

Yatakta Politika: Sağ mı Sol mu?

Önsözümsü:
(Star Wars Kayan Yazı Efektiyle)
Bu eserin ana fikri, naçizane benliğim uyku denilen arkadaşa teslim olmadan evvelki birkaç dakikada çıkmış olup, yataktan aceleyle ayrılıp bir müsvedde kağıda -ah ne hayat kurtarıcıdır onlar- not alınmak vasıtası ile o geceyi takip eden gün içerisinde net olarak hatırlanabilmiş, ve eser büyük bir sevinç ile kaleme alınmıştır...
.
.
"Bugün tersimden kalkmışım hocam kusura bakma"... Bu söylemi ne kadar çok duymuşuzdur değil mi sayın okurlarım? Birçok kültürde bu muhabbetin olduğu lakırdısı kanımca gayet doğru bir önermedir. İnsanlar gün içerisindeki negatif yaklaşımlarını, yataktan kalktıkları tarafın vücutlarının pasif tarafı ile aynı olmasına bağlayabilmektedirler. Kültürümüzde yer alan birçok batıl inanca benzeyen bu neşeli arkadaşımız diğerlerinden biraz daha fazla olarak karşımıza çıkabilmektedir.

Bu mazeretin sebebi insanoğlunun kolaya kaçma psikolojisiyle doğrudan alakalı desem abartmış olmam sanırım. İnsan hayatında ters giden şeylerin sebeplerini kendi adımları içinde sorgulayıp yargılamaktansa yin kendi ırkının elinden çıkmış olan bir tahta, kumaş, yastık, yorgan, yay ve baza (ve hatta yeni moda olan Aloe Vera) yığınına bağlayabilmektedirler. Yazık değil mi efendim yorucu günlerimizin yegâne kurtarıcısı, özlenen varlığı, sıcacık yorganına sığınıp sessizce ağladığımız(!) dert ortakları, pırt'ımızdan tutun da hakim olamadığımız bilimum vücut salgı ve artıklarına(salya, sümük, tatak, saç, sakal, kirpik, çiş, kaka, ve şey... eeee şey işte ya anladınız siz(: ) katlanıp onları sineye çeken bu ulvi yaratıklara?

Yazık...

Kendime baktığımda ortaya çıkan manzara daha da bir neşeli oldu efendim.... Yazının anafikrinin aklıma gelme anını takip eden birkaç dakikada dehşet içinde farkettim ki yatağın sol tarafında hiç rahat edemiyorum! O tarafıma yattığımda kolum uyuşuyor, etraf yorgana daha da sarılmama sebebiyet verecek şekilde soğuyor, -adeta buz kesiyor- Odadaki gölgeler meşum ve habis şekillere bürünüp etrafımda dans ediyor... Allah'ım daha fazla dayanamayacağım! Cif, çabuk sağ tarafına kaç yatağın... Bu kadar meşum bir taraftan yeni güne uyanamazsın, hayır bunu yapamazsın.


Bu meşum etkiyi ortadan kaldırmak için yatağın sol tarafını duvara dayamayı deneyebilirsiniz ancak karşılığı çeşitli uzuvlarınızda oluşması muhtemel morluklar ve şişliklerdir. Kazara duvara dokunduğunuzda kıçınızın donması da yanında caba olarak gelir, yorgan altından "Meraba" der, aba altından değnek bile gösterebilir.

Bu kaçınılmaz gerçekten kurtulmak pek kolay değil anlayacağınız sayın okurlarım. Elinizden geleni yapın, hatta yatağınızın sol tarafını kestirin, ama unutmayın o yatak ortadan ikiye bölününce sizin ılımlı baktığınız orta kısım bir anda yatağın solu oluverecektir....
Nıhahahaha!

Over and Out!
Cif

29 Kasım 2007 Perşembe

All Damage Will Be Reported

Evet sayın takipçilerim yeni bir haber ile karşınızdayım... Sevgili ekşisözlük radyo fasilitesi olan sourberry'de yayın vakti kollamakla geçen bir sürenin ardından nihayet güzel insan gelaek ile planlamakta bulunduğumuz soğansız ve mutlaka mayonezli program "Hasar Raporu"nu hayata geçirmek için uygun gün-saat kombinasyonunu ele geçirmiş bulunmaktayız. (nıhahahah) http://www.sourberry.org/programlar/174

"saygıdeğer elvenbard ile birlikte gündeme dahil ya da hariç her türlü konu irdelenen ve aydınlıklar saçılan, ne var ne yok raporlayıp bir üst merciye sunulan kardeş program.
dinleyin; hayatın, evrenin ve her şeyin sırrına vakıf olacaksınız.
"
Diyor sevgili gelaek programımız hakkında.

"iki program arasındaki zamanda aklımıza takılan her türlü alakalı-alakasız acısız, soğanlı ve mutlaka mayonezli konuların masaya davet
edileceği (masaya yatırmak kaba bişeydir kişi isterse yatar bize ne) bir eğlencelik 3600 saniye"
Diye tanımlıyor programımızı elvenbard kişisi.

Eğer bir mani çıkmazsa 6 Aralık Perşembe günü hepinizi http://www.sourberry.org/onair adresine bekliyorum sevgili okuyanlar. Açılan sayfada tercihinize göre Windows Media Player veyahut Winamp logosuna tıklayarak muhteşem bir sohbetin tadını çıkarabilirsiniz.
Muhabbetle kalınız efendim
Over And Out
Cif!

8 Kasım 2007 Perşembe

Vizelere, Sorumluluklara ve Osman Abi'ye Dair.

27 ekimden sk.. ehm 27 ekimden bugüne kadar birşeyler yazmamıştım buralara kaytılarda olacağı gibi. Ama bu hayatımın tekdüze gittiği anlamına mı gelir?

Hayıııır!

Malumunuz üniversite yollarını yeni arşınlamakta olan bir kişi olarak yeteri kadar neşeli-neşesiz, acılı-acısız, ama mutlaka soğansız ve kesinlikle mayonezli (karnım aç) birtakım olaylarla muhattap oldum.

Vize!
Üniversite dönemimin ilk vizesini
(Cenırıl Kemıstri) atlatmış bir şahıs olarak en azından ilk vizelerin lise sınavlarından daha kolay olabileceğini farkettim. (ya da hoca iyi niyetliydi bilemem) Ama gene olarak ortam daha bir sorumluluk bilinci istiyormuş ki burdan yazımın ikinci dairitesine (olmadı farkındayım) yönelmeyi planlamıştım (aynen öyle oldu neşeliymiş)

Sorumluluklar!
Kendimin yeteri kadar sorumsuz, adi, aşağılık, rezil, rüsva (ehm) olduğumun bilincindeyim ben. Zaten sorumlu bir insan olsaydım buralarda işim ne kardeşim (di mi). Ama son birkaç günde durumumun o kadar da vahim olmadığını da gördüm rahatladım. Durumu irdeledim, çevremi gözlemledim, armudu dişledim, (karnım çok aç) sapını gümüşledim ve birtakım çıkarımlarda bulundum. Aslen benden daha sorumlu olmayıp, öyleymiş gibi görünen kişiler falan da varmış öğrendim, onlara maddi manevi sorumluluk emanetinin zararlarını acı bir şekilde tatmanın eşiğinden döndüm. Çıkarım: Sorumlu davranın ey arkadaşlarım bugünün işini yarına bırakmayın, işinizi başka birine bırakmayın, hele pırtınızı (A.k.a osuruk) kalabalık bi yerde hiç bırakmayın, kokar (bunun konuyla alakası yok not düşeyim dedim).

Osman Abi!
Hele bunun konumuzla hiç mi hiç alakası yok. Sadece Dragonlance'in animasyon filminin bir trailer'ını izleyip ordaki Sturm Brightblade'in tasarımlarının bana Sturm adından çok Osman adını andırdığını farkettim, artık benim gönlümde Sturm kişisi level atlayıp Osman olmuştur, budur, bu mudur, mudur? Mudurnu! (karnım harbiden aç)

Evet gelişmeler budur sayın takipçilerim inşallah ilerleyen günlerde yeni yeni eğlencelerle beraber oluruz... Ha unutmadan burda yazanları kimse üstüne almasın falan diyecem ama yine alan olacak ben yine de diyim ama ne olur ne olmaz... Kimseye kızgın değilim sonuçta ben de mükemmel değilim derken ve programıma buradan son verirken (süper bağladım kabul edin) yayında ve yayında emeği geçen herkese ve ayrıca Mudurnu Tavukçuluk A.Ş'ye teşekkürü bir borç bilirim. Osman Abi ve Paladine sizinle olsun madem...
Over And Out!
Cif

27 Ekim 2007 Cumartesi

Anlayamıyorum Lan Sizi

Hüstın vi hev e pırablım in konnekşın demek istiyorum sayın seyirciler. Neden sosyal çevrede insanların birbirlerine karşı aldıkları tavırlar bu kadar öngörülemez dersiniz? Ya da şöyle sorayım; gerçekten değer vermeye hazır olduğunuz bir kişinin sizin arkanızdan insanların zihinlerine nifak tohumları ekmesini nasıl karşılarsınız? Sosyal hayatınızı herkesin zihninden bu tohumları iyice kök salmadan sökmek üzerine bina etmek zorunda kaldınız mı?

Bence kalmayın zira hiç hoş bir emek süreci beklemiyor sizi...

İki insan biribirini yalnış anlayabilir elbette ama bu yalnış anlamanın kişilere yansıması illa böyle mi olmalı adeta bir boks maçı gibi sert ve vahşi? Konuşamıyorsak neden ağzımızın içinde dilimiz var lolipop yalamak için mi?

Hiç sanmıyorum...

Ya da neden o dilimizi karşımızdakine olası hatalarını anlatmak için değil başka kişilerin zihinlerini ve fikirlerini zehirlemek için kullanıyoruz?

Anlayamıyorum lan sizi (ne tesadüf lan zaten bu eserimin başlığı da buymuş)

Son olarak şunu da belirtmek isterim ki bu yazıda ima edilmiş olabilecek kimsenin gerçek hayattaki kişi ve kurumlarla uzaktan yakından bir alakası yoktur. Kimse bu yazıyı okuyup "Ulan yoksa bana mı laflar bana bak eğer öyleyse zıçarım ağzına" diye gelmesin Katana darbelerine maruz kalır... İyi günler efenim çevrenizdeki zihinler mevzubahis tohumlardan uzak olsun...

Over And Out!
Cif

9 Ekim 2007 Salı

Merıbağ

Eh artık benim de bir blog'um var muhabbetleri yapmak gerekir diye düşündüm önce. Ama sonra boşver lan dedim birden. Sanırım uzadıkça karakteri değişen bir edebi eser verme yolunda ilerliyorum tuşlara basarken ahah.


Artık benimle alakalı mühim olayları iç dinamiklerimi ve diğer bilimum yakarışlarımı buradan takip edebileceksiniz ah şu teknoloji sağolsun.


Allah'ın izniyle "kemistri" nin taşlı yollarına da girmiş bulunuyorum böyle beyaz önlükler falan. Valla lan! İleride buraya da koyarım üzerimde beyaz önlük, ellerimde fokurdayan tüplerle objektife pis pis sırıttığım fotoğraflarımı. Doktor gibi görünüp, doktor olmayıp bazı arkadaş canlısı kimyasallara doktorluk yapıcam bundan böyle (ne dedim ben de anlamadım) uzun lafın kısası budur. Benden haber bekleyin madem, tekrar burda buluşmak dileğiyle